
ŞEHİT ÖĞRETMEN NURGÜL KALE OKULU
SERVICES







TEKNOLOJİ
eknoloji (Yunanca τέχνη (sanat) ve λογία (bilmek)), sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur. İnsanoğlunun gereklerine uygun yardımcı alet ve araçların yapılması ya da üretilmesi için gerekli bilgi ve yetenektir. Teknoloji ayrıca, bir sanayi dalıyla ilgili üretim yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgidir.
Bir insan etkinliği olarak teknoloji, insanlık tarihinde bilim ve mühendislikten önce ortaya çıkmıştır. Teknolojinin, bilimin uygulamacı yönü olduğu görüşleri de vardır.
Teknoloji, günümüzde veri paylaşımının en etkin bir biçimde kullanılarak keşiflere yön vermesinin etkin bir parçası olarak da tanımlanabilmektedir.Gelişen internet çağında buna paralel olarak teknolojinin gelişmesiyle birçok kolay kullanım imkanı insanlara sunulmuştur.Her geçen gün bir yenisini daha gördüğümüz teknolojik ürünler ilerleyen zamanlarda hayatımıza entegre hale gelecek.
Sosyal medya devi Facebook, altyapısal değişikliğine gideceğini duyurması sayfa yöneticilerini endişelendirdi.
Facebook bugün yapmış olduğu duyuruyla, sayfa beğenilerinde ölçüm metodunu güncellediklerini ve 12 Mart itibarıyla sayfalardaki beğenilerin düşebileceğini belirtti.
Facebook’ta aktif olmayan hesapların kaldırılmasıyla birlikte sayfaların takipçi rakamlarında ciddi düşüşler bekleniyor. Bu durumun en çok da Facebook’ta beğeni arttırma sitelerini ekonomik olarak etkileyeceği düşünülüyor.
Yazılım firması Microsoft, bu yıl piyasaya süreceği ''yeni nesil işletim sistemi Windows 10''un yeni özelliklerini tanıttı.
Microsoft'un, ABD'nin Seattle şehrindeki genel merkezinde düzenlediği toplantında, yeni işletim sistemi Windows 10'la ilgili detaylar açıklandı.
Telefonunuz sizi gözünüzden tanısın ister misiniz? İşte biyometrik göz tanıma sistemine sahip ZTE’nin telefonu Grand S3.
ZTE bu sene düzenlenen MWC etkinliğine katılamasa da son teknolojiden geri kalmıyor. Tepe seviye telefonu olan Grand S3’e yeni bir özellik ekleyen şirket sınırları zorluyor. Grand S3‘e EyeVerify’ın EyePrint ID’si ekleniyor. Bu özellik ile telefonun ön kamerası ile bir göz tarama sistemi gerçekleştiriliyor. Gözde bulunan her damarın bir haritası çıkarılıyor.Şirketin dediklerine göre bu damarlar her insanda farklı.Ancak yaşa ve ruhsal duruma göre de değişim gösterebiliyor. Sistemi kurmak için telefonda bulunan özelliği açıyor, ekranda bir aşağı bir yukarı giden yeşil çizgileri dikkatlice takip ediyoruz. Bundan sonra telefonunuzun kilidini kimse açamayacak. Cihazın kilidinin açılması için sizin gözlerinize ihtiyaç var. Şirket buu özelliği ilk kullanan olduğunu dile getiriyor ve diğer üreteceği cihazlarda da bu özelliği kullanacağını söylüyor. ZTE Mobile CEO’su ise bu konu hakkında şunları söylüyor:“Parmak izinin bir kopyasını çıkarmak ve bu güvenlik adımını aşmak kolaydır. Ancak EyePrint ID insan gözünün yüksek çözünürlüklü bir haritasını çıkardığından ve fiziksel bir temas olmadığından, istenmeyen birinin telefonun kilidini açması pek mümkün değil. EyePrint ID’yi, fotoğraf kullanarak vs. de aşamazsınız.”
Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, mobil iletişimde 4G yetkilendirme ihalesini Mayıs ayında tamamlayıp yıl sonunda hizmete sunacaklarını söyledi. İhalede yeni bir operatöre de yer açılacak.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, 4G ihalesiyle ilgili detayları açıkladı.
Elvan, 4G yetkilendirme ihalesini Mayıs ayında tamamlayıp yıl sonunda hizmete sunacaklarını söyledi.
Bakan şunları kaydetti:
“4G ihalesinde 800, 900, 1800, 2100 ve 2600 megahertzden toplam 390 megahertzi ihale edeceğiz. Yeni bir işletmeciye de yer açacağız. Güçlü rekabet ortamı için tüm işletmecilerin bant genişliklerinin azami ölçüde dengelenmesini istiyoruz. Nüfusu 10 binin altında olan yerlerde ortak altyapı istiyoruz.”
Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma ile Türkçe’ye uygun “E Klavye” geliştirildi. Yeni dizilimin F klavyeye göre daha ergonomik olduğu iddia ediliyor.
Yeni klavyenin üretim aşamasına geçip geçmeyeceği bilinmiyor Yeni klavyenin üretim aşamasına geçip geçmeyeceği bilinmiyor
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ekşioğlu liderliğinde yaklaşık 3 yıldır yürütülen bilimsel araştırmalar sonucu geliştirilen ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen “E Klavye” geliştirme projesinde patent alma aşamasına gelindi.
Üniversiteden yapılan yazılı açıklamaya göre, Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Ekşioğlu liderliğinde yaklaşık 3 yıldır yürütülen bilimsel araştırmalar sonucu geliştirilen ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen klavye geliştirme projesinde patent alma aşamasına gelindi.
Projeye ilişkin bilgi veren Ekşioğlu, projenin çıkış noktasını, klavye üzerindeki harflerin ergonomik yerleşimini araştırmak şeklinde açıklayarak, iyi bir klavye tasarımında en önemli ölçütün harflerin klavyedeki dağılımı olduğunu belirtti.
Ekşioğlu, harflerin parmak kapasite ve hareketlerine göre en uygun dağılımı yazım performansını artırırken, sağlık ve konfor açısından daha rahat kullanım sağladığını ifade etti.
Klavyede harf yerleşim düzeninin optimal olmaması durumunda kullanıcının yazım performansı açısından sorun yaşayabileceğine vurgu yapan Ekşioğlu, el ve bileklerde karpal tünel sendromu, tenosinovit gibi kas-iskelet sistemi hastalıklarıyla karşı karşıya kalınabileceğine dikkati çekti.
Ekşioğlu, proje kapsamında, farklı yaş gruplarından yetişkinlerle yürütülen araştırmalar sırasında, ergonomik ölçütlerin deneysel çalışmalarla belirlendiğini ve laboratuvar deneyleriyle her parmağın tek tek tuş basım hızının bulunarak hız kapasitelerinin tespit edildiğini bildirerek, şunları anlattı:
“Parmakların ikili kombinasyonları ile ilgili deneyde iki tuşa ardı ardına basmak için geçen ortalama süreleri ölçtük. Ayrıca Türkçe’deki harf ve harf çiftlerinin ardışık kullanım sıklıklarını belirledik. Bu verileri geliştirdiğimiz optimizasyon modelimizde girdi olarak kullandık. Modelin çözümü ile elde ettiğimiz 152 klavye yerleşiminden en iyi 3 aday klavye yerleşimini, 2’si deneysel 3 ayrı doğrulama testine tabi tuttuk, F ve Q klavyelerle performans ve sağlık ölçütü açısından karşılaştırdık. Bu testlerden birinde sensörlerle donanmış bir çift ‘hareket yakalayıcı veri eldiveni’ kullandık ve tendon hareket mesafelerini ölçtük. E klavye, tipik bir Türkçe metni, F ve Q klavyeden önemli derecede daha az tendon hareketi ile yazmayı sağladı. Tendon hareket miktarı fazlalığının el-bilek kas iskelet hastalıkları için bir risk teşkil ettiği bilinmektedir. E klavye, optimizasyon sonuçları ve Dvorak klavye tasarım ilkelerine göre karşılaştırma, tendon hareket deneyi ve yazım hızı deneylerinde F ve Q klavyeden daha başarılı bulundu.”
E klavye deneye ve matematiğe dayanırken, F klavyenin bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu iddia eden Ekşioğlu, E klavyenin, dünyada deneye ve matematiğe dayanan ve aynı zamanda doğrulama testleri yapılmış “ilk ve tek” bilimsel klavye olduğunu öne sürdü.
Ekşioğlu, Türkçe için geliştirilen ilk klavye olan F klavyenin 1950’lerin Türkçesine ve şartlarına göre geliştirildiğini ve Q klavyeye göre daha başarılı olduğunu belirterek, şu görüşlere yer verdi:
“F klavyenin geliştirilmesinde kullanılan bilimsel yöntemin ne olduğuna dair literatürde hiçbir veriye rastlamadık. 1950’ler ergonomi ve optimizasyon tekniklerinin Avrupa ve ABD’de uygulanmaya konduğu başlangıç dönemleriydi. Ayrıca F klavyeyi oluşturmada kullanılan Türkçe harf sıklıkları, Türkçe Ulusal Derlemi’ne göre değil, 1950’lerin TDK sözlüğüne göre tespit edilmiş ve harf çiftlerinin sıklıkları kullanılmamış. Yazım yükü parmaklara kapasitelerince dağıtılmamakta ve işaret parmaklarına aşırı yüklenilmektedir. Sonuç olarak F klavye, Dvorak klavye yerleşim ilkelerinin kısmen uygulanması ve deneme-yanılma yoluyla oluşturulmuş bir klavye görünümündedir.”

